Genel

Yalan dünya her şey bomboş – 6 Mayıs 2020

0

ABD’ nin devlet borcunun 24 trilyon ABD doları civarında olduğu söyleniyor. Bunun içinde banka / şirket (corporate debt) borçları dahil değil. Fed’ in bilançosu son tahminlere göre 9 trilyon dolar civarında. Bu rakam daha 2007 yılında 1 trilyon doların çok altında idi. Bilançoyu büyüten en büyük etken malum coronavirus krizi (!) adı altında yapılan para basımı. Buna stimulus önlemleri deniyor! Ne kadar fazla açıklanırsa borsalar bir şekilde tutunuyor! Neden devlet borsadaki bu şirketleri kurtaracakmış! Peki devletleri kim kurtaracak? Adam çeşmenin başında oturmuş muslukla oynuyor ama kuyuda su kalmadığını o da biliyor. Sıradan bir Amerikan vatandaşının cebinde 1 ay yaşayacak parası yok… Millete 1200 dolarlık Çek gönderiyorlar… Sadece Abd’ de son 1 ayda neredeyse 30 milyondan fazla insan işsizlik yardımı almak için başvurdu. Gazetelerde, Bloomberg- Reuters gibi dünyanın en büyük yayın organlarında petrolün dibe vurduğu, borsaların buradan yükseleceğine dair haberler maalesef açlık haberlerinden çok önce geliyor. Keza Avrupa bundan farklı değil. “Bas bas paraları Leyla’ ya” bütün hızıyla devam ediyor. Üzerinde güneş batmaz denilen Büyük Britanya’nın halkının yarısının devlet yardımı aldığı açıklandı. Alman vergi mükellefi daha ne kadar italya’ya yardım edecek? Borç krizi anormal safhalarda. İnsanlar günü kurtarmaya, devletler ise kendi rezilliklerini örtmeye çalışıyorlar. Peki bu nereye kadar devam edecek? Sosyal ve siyasi etkileri ne olacak? İnsanlar sokağa çıkmaya başladıktan sonra – ki bu tip gelişmiş (!) ülkelerde 1 ay içinde yasakların kalkması bekleniyor – ne olacak? Yeni bir İspanyol gribi vakası mı göreceğiz? 

Malum 1918-1920 yıllarında yaşanan bu salgında 40 ila 100 milyon arasında insanın öldüğü söylenir. Bilinenin aksine bu salgın İspanya’da başlamamıştır. 1. Dünya savaşına katılmamış bir ülke olan İspanya’ da basının sansürsüz olması dolayısı ile tek gerçek haberlerin oradan yayılması üzerine adı bu şekilde literatüre girmiştir. İlk dalga 1918 Mart – Ağustos ayında yaşanmış olup yaklaşık 5 milyon civarında insanın öldüğü rivayet edilir. İkinci dalga ise çok daha vahim kayıplara sebebiyet vermiştir. Peki hayat her zaman tekerrürden mi ibarettir? Eğer öyleyse şu anda alınmış tedbirlerin hafifletilmesi ve kaldırılması sonunda yine aynı tip bir felaketle mi karşılacagız? Bütün bunları bilmiyoruz. 

Geçen gün Fed ekonomistlerinden Kristian Blickle’ nin bir raporu yayınlandı. Kendisi İspanyol gribi sonrasında Almanya’da nazilerin nasıl yükselişe geçtiğini örnek göstererek yine aynı tip bir olayın yaşanabileceğine dikkat çekti. Düşünecek olursak o kadar da yabana atılacak bir endişe değil. Şimdi yarın dünyanın herhangi bir yerinde bir politikacı çıksa ve her türlü konuda bunalmış, ümitsiz insanlara dese ki “Bu politikacıları gördünüz, ben ise özel bankalardan paraları çekip size vereceğim, bütün borçlarınızı da affedeceğim”… Evet bu durumda ne olur? 

Ne olur bilinmez ama dünyanın daha bu şekilde gitmesi de mümkün değil. Piyasalara gelecek olursak; Birincisi global olarak ABD dolarındaki yükseliş bitmiştir. Bundan sonra özellikle CHF ve JPY’ nin daha önceki raporlarımızda belirtttigimiz seviyelere gitmesini bekliyorum. İkincisi, belki biraz erken olmakla beraber, petrol dibe vurmuştur. Fakat eski seviyelerine dönmesi de mümkün değildir. Üçüncüsü, borsalardaki satış devam edecektir. Piyasalara verilmiş bu paranın yeniden borsalara gitmesi ise mümkün değildir. Dördüncüsü altın ve Bitcoin bu ortamdan beslenecektir. Geçen hafta altında gördüğümüz aşağı hareketin en büyük nedeni olan – özellikle gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarından gelen – satış bir şekilde karşılanacak ve ibre tekrar yukarı dönecektir. 

Türkiye’ye gelecek olursak; Birkaç ay önce yazdığımız gibi usdtry 7.20’ ye yakın bir yerlere geldi. Buradaki soru bu seviyenin double top’ mu olacağı (2018 Ağustos’ ta gördüğümüz yüksek) yoksa orayı da mı kıracağıdır. Türk lirası faizlerinin bu seviyede kalması ile bu seviyenin tutmasını beklemek hayalciliktir. Faizler konusunda çok vakit geçirmeden mutlaka bir adım atılmalıdır. ABD doları bazındaki eurobondlar ile Türk lirası faizleri aynı olamaz. Keşke bu mümkün olabilseydi ama değil. Sonuç olarak her zaman söylediğim gibi paranız varsa harcayın. 

Şanslı kalın 

Atalay 

Neden? 22 Nisan 2020

Önceki yazı

Benim balonlarım vardı – 19 Mayıs 2020

Sonraki yazı

İlgili yazılar

Yorum

Yorum ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

More in Genel