Askerliğimi yaptığım Isparta’ nın o sıcağında toplarlardı bizi meydana. “Bekle” derlerdi. Saatler geçer biz beklerdik. Koyun sürüsü gibi ayakta dikilirdik. Ne bekliyoruz, neyi bekliyoruz bilmezdik. Bugünlerde o günlerden çok farklı değil.
Hepimiz evde hapis oturuyoruz. Bazılarımız güzel kitaplar okuyor, bazılarımız radyo tiyatrosu dinliyor ama daha büyük bir çoğunluk sosyal medyaya sarmış durumda. Herkes birbirine whats up mesajları gönderiyor vs. Askerde bekledik kendi evimizde mi beklemeyeceğiz. Ha şimdi Ramazan geliyor. Tutarız orucumuzu yatıp uyuruz. Zaten hemen uykusu geliyor insanın. Durumumuza şükrediyoruz. İnsanoğlu her şeye hemen alışıyor nasıl olsa. Alışıyor da bu ekonomiler ne olacak. Nereye kadar devam edecek bunları hiçbirimiz bilmiyoruz.
Malum dün petrol eksi’ lerde işlem gördü. Benim gibi yarım akıllı bir uçuğun bile hayal sınırlarını zorlamaya başladı her şey. Peki düşünüyorum, neden diyorum? Gerçekten kafamda bazı sorular gittikçe fazlalaşıyor ve beni bunaltıyor.
Neden ?
Çok geriye gitmiyorum. Sevgili genç kardeşlerim Ceyda ve Polat’ ın bana bu blok fikrini verip, “ağabey, sen niye böyle bir şey yapmıyorsun?” dedikleri günlere… Onlar böyle bir fikir vermese ben ne anlarım bloktan ve de tabii ki çok sevgili Mustafa kardeşim bana bu konuda yardımcı olmasa…
Evet neden?
Çok değil, Eylül 2019’ a geri gidiyoruz.
Brexit ve Birleşik Krallığın Avrupa topluluğu ile yaptığı – insanları daraltmanın had safhaya çıktığı – günlere. Dünyanın gözde yatırım bankaları için en büyük heyecan Sterling alıp satmak ve müşterilerine alıp sattırmak idi. Hop bir gün bir haber yukarı, bir gün bir haber aşağı. Hiç bir politikacı yaklaşan kış günleri için bir önlem almadı. O ona saldırdı, diğeri ona. Halkın yüzde 15’ e yakın bir kısmının evine ısıtıcı girmediği yayımlandı ama hiçbir önlem alınmadı. Varsa yoksa Brexit! Merkez Başkanı Carney mucizevi laflar etti. Allahım bu insanlar nasıl seçiliyor? Çok yakında dijital paraya geçilmesi gerektiğini, ABD dolarının gücünün başka türlü onlenemeyecegini buyurdu.
Fed faizleri artırsın mı yoksa 25 puan mı düşürsün onun tartışmaları bütün dünya basınında idi. Trump’ ın ısrarlarına rağmen Fed Başkanı Powell çok fırçalar yemesine rağmen umursamadı. Faizleri indirmedi. O günlerde dedik, yazdık “sıfıra gitmesi lazım” dedik. Uzaylı gibi kaldık…
Suudi’ler son çeyizleri olan Aramco’ yu halka açacaklarını, IPO (initial Public Offering) ile satacaklarını açıkladılar. Onlar dedi 2 trilyon, piyasa verdi 1 trilyon. New York borsasında satmak yemedi, kendi borsalarında millete zorla sattılar. Israrla söyledik! “Suudi’ler petrol’un fiyatını bilerek şişik tutuyorlar” diye. Petrol 67-70 iken dedik 10’ a düşecek diye… Neden kimse bir önlem almadı? Her gün boy boy makaleler yayımlanıyordu değerli Dünya basınında, “petrol 100’ u geçecek” diye. İşte sonuç…
2008 Eylül’ ünden beri piyasaları likiditeye boğdular. Merkez bankaları parayı ne yapacaklarını bilemediklerinden hisse senedi almaya başladılar. 2019’ da bu iş zirveye ulaştı. Neden bunları kimse denetlemedi? Denetlediyse neden bu bankalara bir sınır getirilmedi? Ratingler neye göre verildi? Bu işin bokunun çıkacağını öngörmek bu kadar mı zordu?
Çin ile ABD Ping Pong maçına başladılar. O ona salladı, diğeri ona. Trump çok cevherler yumurtladı. Piyasalar bir aşağı bir yukarı bu balon haberlerle sarsıldı. Bazı yatırım bankaları güzel paralar kazandı, hele içeriden haber alanlar… Yeme de yanında yat…Neden hiç kimse sesini yükseltmedi?
Avrupa’ daki durgunluk belli iken, Avrupalılar için kritik önemde olan pazarların, ülkelerin hepsine ABD tarafından ambargolar konuldu. Yaptırımlar getirildi. Neden hiçbir Avrupalı politikacı göz göre göre gelen bu felaket karşısında sesini çıkarmadı, çıkaramadı.
Neden Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bilançosunun, sermayesinin 450 katına çıkmasına kimse bir şey demedi. Hani denetim, hani rating? Varsa yoksa küçük balıkları cezalandır, onlarla oyna…
Neden Çin’ de her yıl “Festival” adı altında 10 binlerce köpeğin kıyımına izin verildi. Neden Güney Amerika’da milyarlarca kuşun, Avustralya’da milyonlarca hayvanın telef edilmesine izin verildi. Kimse bana çok büyük yer, önlem alınamadı demesin lütfen. Göz yumuldu.
Daha çok ama çok örnek var ama zamanınızı almayayım.
Son olarak, neden Corona virüsü ilk 1 Ocakta açıklandığı halde bir tedbir alınmadı. Hiç ama hiç bir şey yapılmadı. İnsanlar bilgilendirilmedi. Ha bu kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorlarmış…
Yani anlayacağınız kimse hiçbir şey bilemedi, göremedi. Şimdi ise “Evde otur!”. Bunu demek kolay ama bu işin geri dönüşü nasıl olacak onu biliyor muyuz? Bilmiyoruz. Benim tek bildiğim artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Şanslı kalın
Atalay
Yorum