Evet hepimiz evdeyiz. Ne derlerse onu yapıyoruz. Dünya’ yı idare edenlerin biz koyun sürüsüne layık gördükleri bu. Kendileri yok borsa şu kadar artmış, yok o ülkeye yaptırım koyalım, yok bilmem o ülkede demokrasi yokmuş gibi konularla ilgilenirken gençlerin hayatlarını ıskaladılar. Geleceklerini ellerinden aldılar. Hayvan ölümlerine, katliamlarına seyirci kaldılar. Yok neymiş, evden çıkmayın!
29 Şubat’ tan beri Türkiye’deyim. Televizyon programları bir felaket. Genç bir insanı eğitebilecek bir yayın, güzel bir film? Hiçbiri yok! Varsa yoksa evlilik programları, yok onun kayıp çocuğunu bulma, o onu nasıl oldurdu, o öbürüne ne pislikler yaptı… En düzgün (!) bilinen kanallarda saçma sapan konuşan insanlar… işin acı tarafı benim hanım da dahil olmak üzere, çevremdeki çok aklı başında insanlar bunları büyük bir ilgiyle seyrediyor.
Felaket bir yere doğru gidiyoruz. Büyük şirketlerin, bankaların sermaye dedikleri borç para. O da bugün var yarın yok. Bizim bankaların, şirketlerin en fazla fon bulabildikleri bölgeler Avrupa ve Körfez bölgeleri. Bu ikisi de şu an kağıt üzerinde batık. Bize bundan sonra parayı kim, kaç fiyattan verecek. Bankalarımız buldukları borç para ile halkı borçlandırıyorlar. Bu yalnız Türkiye’de değil, dünyada böyle. Kendimi Türkiye’deki gençlerin yerine koyuyorum işin içinden çıkamıyorum. Her geçen gün geriye gidiyoruz. Okuyoruz bilmem hangi Türk o deneyi yaptı, o Türk tıp alanında şunu buldu. Ya bu insanları bir araya getirmek, ülkeye kazandırmak, yanlarına da iyi eğitim görmüş gençleri koymak bu kadar zor mudur? Eminim ki bu değerler de her zaman ülkelerine dönmek ister. Türkler, Kürtler, Ermeniler Anadolu’ da, İstanbul’da ama öncelikle kendi vatanlarında yaşamayı tercih eder. Yaşadıkları yabancı ülkelerde bile hep bir arada yaşarlar, Türkçe konuşmak isterler. Bakmayın siz gençlerin yurt dışına gitme sevdalarına. Bu eğilim anında değiştirilebilir. Ülkemizde gerçekten değerli insanlar var. Umarım bu konuda gerekli adımlar atılır. Ülkemiz bulunduğu durumdan bir atak yapar, dünyanın şu içinde bulunduğu durumu bir fırsata çevirir.
Piyasalara gelecek olursak… Devam eden ABD doları likidite eksikliği karşılıksız basılan paralar ile bir an için de olsa giderildi ama nereye kadar? Şu bir gerçek! Dünya küçülecek hem de çok küçülecek. Yok büyümeler yüzde 1 aşağı revize edilmiş filan! Güldürmeyin adamı. En az yüzde 35/40 küçülecek dünya. Sonra da defalarca yazdığım gibi para el değiştirecek. Şu an yabancı basında yer alan makaleler, haberler ancak Aysberg’ in görünen yüzü. Daha ne bankalar, şirketler batacak. Ne çok insan işsiz kalacak, bunları yakında yaşayıp göreceğiz.
Coniler şimdilik doların daha da değerlenmesini önlediler. Bundan sonra (Avrupa ve ABD’ yi takiben) izlenmesi gereken Japonya, Çin ve Körfez ülkeleri. Çok kritik bir döneme giriyoruz. Japonya’ da “Mali Yıl” dün sona erdi. Bilanço makyajları yapıldı. Bundan sonra özellikle Japon Yenini takip edin. UsdTry’ de 7.20 yeniden test edilecek. Türk lirası faizleri bu seviyede kalamaz, mümkün değil. Mutlaka arttırılmak zorunda kalacak. TL faizleri ile dolar faizleri aynı olamaz. Birinden biri yanlış ve yanlış olan bence TL faizleri.
Şanslı kalın
Atalay
Yorum