Bu “Pazar Yazımızda” dünyada ne olup bitiyor onunla ilgilenmiyoruz! Bozcaada esas!
Hayat en sonunda “ebenin şaplağı ile imamın pamuğu” arasında geçen bir zaman dilimi değil mi? Önemli olan bu hayatı elimizden geldiğince “düzgün ve mutlu” geçirebilmek… Dünyanın bu en tarihi ve güzel yerlerinden birini, yaşayan insanlarının fotoğraflarıyla dile getirmeye çalışacağım.
Ünsal Yayım’ın – olmazsa olmaz – börekçi dükkanında klasik bir sabah muhabbeti. Sol baştan sayarsak beyefendi taksicilerimiz Ahmet ve Mesut kardeşler ve duvar kenarında patron Ünsal. Karşısında bendeniz, Gestas görevlisi Kemal kardeşimiz ve Balkanlar’ın en yaman ‘plaj malzemeleri’ tüccarı Mustafa.
Vitamin Cafe’nin sahibi değerli büyüğümüz Cahit Balcı ağabeyimizin dükkanının önünde sevgili esnaflarımız “iki Mustafa”’ nın arasında ‘Bayramiç’ sohbetleri. Bayramiç köylerinde kümes olmaz. Tavuklar ve horozlar ağaçlarda uyurlar. Akşam kahve kapandıktan, yaşlılar eve uğurlandıktan sonra kahveler “Meyhane” haline gelir. Sofranın bir numaralı menüsü ise ağaçlarda uyuyan bu horozlardır. Tavukları kesmezler çünkü yumurtaları lazım…
Bu arada inek, buzağı, dana, okuz farkı nedir bilir misiniz? İnek buzağı doğurur. Bu buzağı sonra dana olur, boğa da derler. 2-3 sene erkekliğini yaşamasına izin verirler sonra bir şekilde “hadım” ederler ve kanı’ya sürerler. Simdi çok şükür, ithal olsa da, traktörler var.
Çınaraltı’nda “Kitap kurtları” sevgili Erdal ve İbrahim ağabeylerden “Neyse O” kitabım üzerindeki eleştirilerini dinliyorum. “Daha yürüyecek çok yolun var” diyorlar…
Saçlarımız Ümit ve Cimbom Mehmet’e emanet. Bu sene Cimbom güldüremedi bizi maalesef.
Aydo’nun ve kardeşi Kemal’in (Pupa) dükkanları ilkokulun (Yazları Kitap Fuarı’nın) yanında birbirine bitişiktir. Bozcaada’ya gelenler Aydo’nun hanımı Nermin yengenin tostlarını, Kemal ile Hanife yengenin de mantısını yemeden gitmemeli!
İmza günüm. Herkes kendi hayatını yazmalı. Eksikler olsa da! Hiç kimsenin hayatı diğerinden değersiz değildir…
Gurur duydum. Bozcaada Kitap Fuarı’na bana bu şansı verdiği için tekrar teşekkür ederim.
En güzeli ise 11-12 yaşlarındaki genç Arda’nın kitabıma gösterdiği ilgi oldu.
Meleklerim… Bir kaç sene önce plajda tanıştığımız ama hiç teması kaybetmediğimiz genç Ceyda & Polat çiftinin güzel çocukları, Pelin ve Can.
Yüce Allahım onların ve bütün çocukların şansını açık etsin.
S
Cem Osmanoglu ile Ünsal’da. Arkadaki Nuri ağabeyin tüp kamyoneti. Fener Şampiyon olamazsa patlatma riski var!
Cem Osmanoglu ile dostluğumuz çok eskilere dayanır. Merak edenler “Neyse O” kitabını okusunlar… Eşi Fransız Geneviève’ in lakabı “hacı” olup, Türkçeyi benden daha iyi konuşur. (Tabii bu o kadar da zor değil ki diyebilirsiniz!)
Yavrular…Onları aynı karede tutabilmek o kadar zor ki! Her üçü de sokakta terkedilmişti. Keşke daha fazlasına “baba” olabilsem…
Vahit’in restoranı en çok gittiğim yerdir. Mezeleri tazedir, garsonlarını çok iyi seçer. Kendimi evimde hissederim.
Komşumuz, babamız Hüseyin Yıldız. Hocam’dan her gün yeni bir şeyler öğreniriz. Hocam! İyi ki varsınız…
Bozcaada düğünleri güzeldir. İsmail ve Can Baba’nın müzikleri eşliğinde Doktor Tamer’i Neslihan ile evlendirdik. Her daim mutlu olsunlar.
Çerkes ve laz güzelleri dans ettiler…
Hasan abi yine tavlada bir hamle peşinde. Deutsche Bank bana karşı onu finanse etmekten batma noktasına geldi !
Hasan abi benim ezeli rakibim ve çok iyi bir oyuncudur…
Mete ağabey ziyaretime geldi ve beni şad etti. Onu çok seviyorum.
Yalçın ağabey ve Vildan… Siz Yalçın ağabeyin göbeğine bakmayın, hala değme delikanlılara taş çıkarır. Vildan meşgul! ‘Bozcaada’yı Güzelleştirme Derneği’ne’ benim icin mesaj atıyor!
Kırmızı rujlu güzel kadının (Neşe Kıpçak) doğum günü. Birazdan eşi tarafından ödüllendirilecek …
Değerli komutanım Recai ağabey ve 80’lik delikanlı Murat amcam ile. Onlardaki hikayeler burdan Çanakkale’ye yol olur… Arkada bizim Toscana vadimiz…
Yine Yalçın ağabey ve Doktorumuz Dilek hocam. Edirne Devlet hastanesinin göz bebeği. Hastane dışındaki zamanını suyun altında geçirir.
Bozcaada mevsimini bu yıl için kapatmış bulunuyoruz. Bozcaada nüfusu kışın 300 kişiyi geçmez. Yazın ise 20,000 mi yoksa daha mı fazla insan olur kimse tam bilmez. Umarım gelen turistlerde Bozcaada’ nın temizliğine dikkat eder, yere çöp atmazlar.
Yukarıda resimlerini gördüğünüz bu sevgili dostları ve daha nicelerini çok özleyeceğim. Bazıları resimlerini göstermek istemezler. Saklayacak neyimiz var? Kalbimiz temiz. Bu güzel insanlar ile geçirdiğim her andan zevk aldım. Seneye yine kısmet olursa görüşmek üzere!
Son olarak hafta sonu ütü yapanlara, ev işleri ile uğraşanlara, yattığı yerden keyif yapmak isteyenlere ama her şeyden önce vakti olanlara aşağıdaki linki dinlemelerini tavsiye ederim.
İyi hafta sonları dilerim
Yorum